20.11.2025
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, "Çocuk hakları siyaset üstüdür! AKP bunu unutsa da biz asla unutmayacağız. Çocukların eşit olduğu; güvenlik, barınma, eğitim, sağlık gibi temel haklara kavuşmanın ayrıcalık değil hak olduğu bir düzeni hep birlikte inşa edeceğiz. İlk seçimlerden sonra iktidara geldiğimizde; çocukların yaşam hakkının ihlal edilmediği, çocuğun üstün yararının gözetildiği, eşit, adil, refah içinde bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız" dedi.
CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü; dünyaya çocuk gözüyle bakmanın günüdür.
Bugün sizlerle çocukların neşesini, mutluluğunu ve geleceğe ilişkin hayallerini büyütmeyi konuşmak isterdim. Ne yazık ki yoksulluğun gölgesinde büyüyen bir neslin sessiz çığlığına kulak vereceğiz.
Değerli Basın Mensupları,
Ülkemizde çocuklar, temel insan haklarına kavuşmak şöyle dursun; açlıkla sınanıyor, istismara maruz bırakılıyor, erken yaşta zorla evlendiriliyor, eğitim dışına itiliyor, MESEM eliyle çocuk işçiliğine maruz bırakılıyor, suça sürükleniyor…
Çocukların yaşadığı mağduriyetleri saymakla bitiremiyoruz. AKP, Türkiye’yi çocuklar için cehenneme çevirirken hiçbir şey olmamışçasına iktidarını sürdürmeye devam ediyor. Çocuk haklarını savunmakla görevli Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise adeta üç maymunu oynuyor. Yaşanan hak ihlallerini teker teker sayacağız ama sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim: ilk seçimlerden sonra bu karanlık düzene son vereceğiz!
Değerli Basın Mensupları,
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1989 yılında imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin altında ülkemizin de imzası bulunuyor. Sözleşme’nin birinci maddesine ve TCK 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre “18 yaşını doldurmamış kişi” çocuktur. Yani esas olan çocuğun üstün yararını korumaktır.
Ülkemizde yaklaşık 22 milyon çocuk yaşıyor. Çocuk nüfusunun yüzde 51’ini erkekler, yüzde 49’unu kızlar oluşturuyor.
Gelin! Hep birlikte ülkemizdeki çocukların maruz kaldığı hak ihlallerine göz atalım:
YOKSULLUK BODUR BIRAKIYOR
Türkiye’de çocuk yoksulluğu rekor kırıyor. OECD’nin “Hayat Nasıl 2024” raporuna göre; 15 yaşındaki öğrencilerin gıdaya erişimi açısından en kötü durumdaki ülke Türkiye. Son 30 günde haftada en az 1 gün hiç yemek yiyemediğini söyleyen öğrencilerin oranı OECD ülkelerinde yüzde 8 iken bizde yüzde 20'ye dayanmıştır. Durum o kadar vahim ki; verileri gizlemekte ustalaşan TÜİK dahi çocuk yoksulluğunu gizleyemiyor.
15 yaş ve altı çocukların bulunduğu hanehalkının yüzde 10'u maddi yetersizlikler nedeniyle günde bir kez bile taze sebze, meyve tüketemedi.
Sağlıklı beslenemeyen 5 yaşın altındaki çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10’a ulaştı. Yoksulluk nedeniyle 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 24.9 oldu.
TÜİK'in 2024 yılına ilişkin çocuk istatistiklerine göre, maddi yetersizlik nedeniyle çocukları yeni giysilere sahip olamayan hanehalkı oranı yüzde 9.2 oldu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yardım hattı Alo 144’ü, son 4 yılda 34 milyon 3 bin 818 kişi arayarak yardım istedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşüldü. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ailesi tarafından en temel ihtiyaçları karşılanamayan çocukların dahil edildiği SED hizmetlerindeki çocuk sayısının 179 bin 266’a ulaştığını itiraf etti.
2025 yılında 219 milyar 723 milyon 130 bin TL olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, “Yoksullukla Mücadele ve Sosyal Yardımlaşma” ödeneği, 2026 yılı için 284 milyar 470 milyon 466 bin TL’ye yükseltildi. Yoksulluğu yok etmek yerine yönetmeyi tercih eden iktidar, bir kez daha yardımlarla övündü!
YASAL ÇOCUK SÖMÜRÜSÜ
TÜİK verilerine göre, her 4 çocuktan 1’i çalışıyor.
Çocuklar; atölyelerde, tarlalarda, sanayide, fabrikalarda, inşaatlarda ağır koşullar altında çalışmak zorunda bırakılıyor.
Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde, parfüm ürünlerinin depolanması ve imalatının yapıldığı kozmetik fabrikasında çıkan yangında üç çocuk yaşamını yitirdiğinden bahsetmiştim. Faciada hayatını kaybeden çocuklardan Nisa Taşdemir’in babası Vedat Taşdemir, “Kızım 16 yaşına daha yeni girmişti. Çiçeğim kömür oldu, kemikleri biz topladık. Suçu olan cezasını çeksin! Adalet istiyorum” diye isyan etti.
Bir ülke düşünün ki çocuklar iktidar eliyle işçi yapılıyor. Çocuk işçiliği Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) projesi kılıfıyla çocuk işçiliği meşrulaştırılmak isteniyor. Yaklaşık 1,5 milyon öğrenci MESEM’e kayıtlı ve bunların yaklaşık 300 bini 18 yaş altında. MESEM’de çocuklar “eğitim” adı altında haftanın dört günü ucuz işgücü olarak çalıştırılıyor. “Çocuğun yeri okuldur” uyarılarımıza kulak vermiyor.
Verileri gizlemekte ustalaşan iktidar, gerçek tabloyu sümenaltı etmek istese de gerçekler gün gibi ortada. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, 2025 yılında 10 ayda en az 78 çocuk işçi hayatını kaybetti. Uygulanan politikalar nedeniyle son 12 yılda en az 800 çocuk işçi yaşamdan koparıldı.
Bu ölümler kader değil, AKP iktidarının politikalarının acı sonucudur.
EĞİTİM HAKKI GASP EDİLEN ÇOCUKLAR
Millî Eğitim Bakanlığı, bir yandan karma eğitimi tartışmaya açarken diğer yandan zorunlu eğitimi kısaltmayı planlıyor. Çocukların eğitim hakkı gasp ediliyor. Yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula gönderemeyen ailelere "şartlı eğitim yardımı” adı altında sembolik yardımlar yapılıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, eğitim dönemi içerisinde aylık 4 günden fazla devamsızlık yapılmaması koşuluyla iki ayda bir düzenli nakdi yardım veriyor. Ailelere, ilköğretime giden kız öğrenciler için 100 TL, erkek öğrenciler için 90 TL, liseye giden kız öğrenciler için 150, erkek öğrenciler için 130 TL ödeniyor. Hal böyle olunca da yoksulluk kıskacındaki aileler çocuklarını okula gönderemiyor.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2024-2025 örgün eğitim istatistiklerine göre, tam 3 milyon 264 bin çocuk okulun dışında. İlkokul çağında 273 bin 179, ortaokul çağında 484 bin 476 çocuk okullara kayıtlı değil. En vahim tablo lise çağında açığa çıkıyor, tam 1 milyon 130 bin 354 çocuk okul dışında. Açıköğretim lisesi ve ortaokuluna kayıtlı 1 milyon 50 bin çocuk bulunuyor. Eğitim dışına itilmenin bedelini kız çocukları erken yaşta ve zorla evlilikle, erkek çocukları ise boyundan büyük iş makinasıyla çalışmak zorunda kalarak ödüyor.
Laik, bilimsel ve çağdaş eğitimi yok sayan AKP, eğitim kurumlarını “STK dedikleri” tarikat ve cemaatlere bırakılmak istiyor. Bu, Cumhuriyet’in eğitim mirasına ihanettir. Biz bu ihaneti asla kabul etmedik, etmeyeceğiz.
ERKEN YAŞTA ZORLA EVLENDİRİLEN ÇOCUKLAR
TÜİK’in 2024 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerine göre de 16-17 yaş aralığında 9 bin 354 kız çocuğu ve 617 oğlan çocuğu zorla evlendirildi. Bu evliliklerde, kız çocuklarının büyük çoğunluğunun kendilerinden yaşça büyük erkeklerle evlendirildi. 8 bine yakın kız çocuğunun 20-29 yaş arası erkeklerle, 570 kız çocuğunun ise 30-44 yaş arası erkeklerle evlendirildiği ortaya çıktı. Gerçek tablonun çok daha korkunç olduğunu maalesef hepimiz biliyoruz.
TÜİK’in 2023 yılı Doğum İstatistikleri Raporu’na göre yalnızca bir yılda 15-17 yaş aralığında 6 bin 505 çocuk doğum yaptı.
Küçüğün rızasından bahsedenlere bir kez daha sesleniyoruz: “çocuğa yönelik istismar suçtur, aklanamaz!”
ÇOCUK İSTİSMARI YAYGINLAŞIYOR, ADALET SUSUYOR
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2024 verilerine göre, çocukların cinsel istismarı suçundan açılan dosyaların toplam sayısı 15 bin 227 oldu. Verilere göre, ülkede günde ortalama 18 "çocuğa karşı istismar suçu" işleniyor. Sadece 2024 yılında mahkemelere toplam 18 bin 884 dosya taşındı.
TCK 103’e göre çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarıyla ilgili savcılıklarda açılan dosya sayısı son 11 yılda yüzde 84 arttı. 11 yılda dava sayısı yüzde 47 oranında yükseldi. Yıllar içerisinde mahkûmiyet oranları düştü. Takipsizlikle sonuçlanan ve beraatle neticelenen cinsel istismar davaları arttı. Çocuğu koruyamayan iktidar, suçluları cezasızlıkla ödüllendirdi.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR, DEVLETİN İHMALİNİN AYNASI
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 31 Mayıs 2025 itibarıyla cezaevlerinde bulunan 12-18 yaş arası çocuk sayısı 4 bin 293’e ulaştı. Bu çocukların bin 341’i hükümlü, 2 bin 952’si tutuklu. Bu rakamlar bize şunu söylüyor: iktidar suçu önleyememiş ve çocukları koruyamamıştır. Bu sorunun çözümü; çocukları suça sürükleyen yapısal, ekonomik ve toplumsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. Örgütlü suç yapıları ile etkin mücadele edilmeli, çocukların kullanması engellenmeli, kapsamlı ve koruyucu politikalar hayata geçirmelidir.
BU ÜLKE, ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKACAK!
Tablo karanlık ama karamsar değiliz. Cumhuriyet’in ışığı çocukların yüzünde yeniden parlayacak. Şu çok net; çocuk hakları siyaset üstüdür!
AKP bunu unutsa da biz asla unutmayacağız.
Çocukların eşit olduğu; güvenlik, barınma, eğitim, sağlık gibi temel haklara kavuşmanın ayrıcalık değil hak olduğu bir düzeni hep birlikte inşa edeceğiz.
İlk seçimlerden sonra iktidara geldiğimizde;
-Cumhuriyet yeniden kimsesizlerin kimsesi olacak. Yoksulluk ebeveynlerden çocuklara miras kalmayacak. En değerli varlığımız olan çocuklarımız açlıkla sınanmayacak.
-Laik, bilimsel, çağdaş ve parasız eğitim sistemini inşa edeceğiz. Çocukların eğitim dışına itilmesini engelleyeceğiz.
-Erken yaşta ve zorla evliliklere son vereceğiz. Çocuk ve gelin ya da damat kelimesi yan yana gelmeyecek.
-Çocuğa yönelik istismar davalarında “küçüğün rızası”ndan bahsedilmeyecek. Size söz veriyoruz: çocuk istismarını önleyeceğiz.
-MESEM eliyle yaygınlaşan çocuk işçiliğine derhal son vereceğiz. Çocuk ve işçi kelimesi yanyana gelmeyecek.
Sözün özü: çocukların yaşam hakkının ihlal edilmediği, çocuğun üstün yararının gözetildiği, eşit, adil, refah içinde bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız.
Birlikte Yazdık Bu Tarihi,
Birlikte Kuracağız Geleceği!
27.03.2022